Artık hamilesin…
Karmaşık bir sevinç; korkuyla, endişeyle, merakla sarmalanmış…Alışveriş yaparken, kendinden çok onun için birşeylere bakarken bulursun kendini, ama bir taraftan da sürekli içinde acaba almak için erken mi sorusu. Zaman ilerliyor, aklında bir sürü plan proje… Karnın büyüyor, kilo alıyorsun; eski enerjin, hareketliliğin pek kalmıyor. Doğuma üç, dört ay kalıyor ve artık alışverişin, oda düzenlemenin zamanı geldi diyorsun. Sonrası panik…Nereden başlayacağım, nereden alacağım, hangisi iyi… Ve sonuç; ayırdığın bütçenin üzerine çıkan harcamalar… Tüm bu sürecin bol kahkahalı, mutlu ve heyecanlı geçmesi gerekiyordu ama…İlk hamileliğimin 7. ayında ev değişikliği yapmak zorunda kalmıştık. O yüzden kızımın odasına karar vermek, aramak, sipariş vermek ve odanın gelmesi neredeyse bir ay sürmüş ve ben hamileliğimin 8. ayını bitirmiştim. Yeni evimize taşınırken ev tamamen boyanmıştı, tabi biz mobilyaları seçmediğimiz için evin geneliyle aynı renk boyanmıştı kızımın odası da. Mobilyalarda hazırlanıp odaya girince, oda birden herşeyin hemen hemen aynı renk olduğu renksiz bir şey oldu. Ev yeni boyandığı için boyama işine girişmeyi kimse göze alamadı, beğendiğim duvar kağıtları da çok pahalı tutuyordu. Sonuç olarak iş başa düştü ve bulduğum ahşap stickerlarla beşiğin olduğu duvarı kapladım. Şimdilik cici olmuştu. Fakat kızım beşik içinde ayağa kalkmaya başlayınca, parmaklarını takıp duvardan teker teker çıkardı stickerları. Duvarda ki tüm stickerlar toplandı ve oda yeniden eski renksiz haline döndü. Bu sefer yapı marketlerde satılan kağıt stickerlardan değişik desenlerde alındı ve duvarda bahar konsepti oluştururdu. Oda cıvıl cıvıl oldu. Bu seferde sorun kızım beşikten inip yürümeye başayınca tırnaklarıyla bu stickerları çıkartmasıydı. Bu daha büyük bir sorundu, çünkü; stickerla birlikte duvarın boyasıda kalkıyordu. Neyse ki bu soruna, odayı boyamadan, bir çözüm bulmam gerekmeden biz yine taşındık..
İkinci hamileliğimde, ilk hamilelikten deneyimle zamanlama konusunda daha başarılıydık. Bu sefer daha kalıcı ve sorun yaratmayacak bir duvar süslemesi bulmalıydım. En sonunda en doğal olanın kumaş olduğuna karar verdim. Yırtıp ağzına sokamazdı, istediğim şekilde kesebilirdim, farklı desenlerde bulması daha kolaydı ve en önemlisi maliyeti çok düşüktü. Duvara yapıştırma işini de tutkal ya da özel yapıştırıcılarla değil, eskiden çamaşır kolalamada ya da kumaş yapıştırmada kullanılan mısır nişastası ile yapmaya karar verdim, internette de bu uygulama ile yapılmış örnekler vardı, demek ki yapılabiliyordu.Tuhafiyeden aldığım iki farklı desendeki kumaşı, beş farklı boyutta daire olarak kestim. Eğer alacağınız kumaş poplin ve benzeri bir kumaş olursa kestiğiniz zaman yanlarından atması çok az oluyor. Tabi kumaşı, yavaş ve dikkatli kesmek gerekiyor. Ben daireleri düzgün kesilsin diye; ucu eğimli nakış makasıyla kestim. Boy boy kumaşları hazırladıktan sonra sıra mısır nişastası ile yapılacak tutkala geldi.
Tutkal Yapımı :
Bir sos tenceresinin içine yapıştırılacak kumaş adediyle orantılı miktarda mısır nişastası koyuyoruz. Ben mısır nişastasını tercih ettim çünkü pişince daha şeffaf oluyor. Üzerine yavaş yavaş su ekleyip kıvam aldırıyoruz.
Kıvamı beyaz tutkal gibi olacak. Kaşığın arkasına parmakla çizdiğinizde tutkalınız akmadan sabit kalacak. Eğer fazla su eklerseniz biraz daha nişaştayı soğuk suda eritip kaynar durumdaki karışıma ekleyebilirsiniz, ya da fazla katı olursa ya da soğudukça katılaşırsa üzerine biraz daha su ekleyin. Ve soğumaya bırakın. İçinde topak kalmaması için sürekli karıştırmayı unutmayın…
Düzgün bir zemine gazete ya da herhangi bir kağıt yayın. Kestiğiniz kumaşların önce arkasına fırça ile, ben kalın bir fırça kullandım daha fazla alana sürebilmek için, hazırladığımız tutkalı sürüyoruz ve duvarda istediğimiz yere yapıştırıyoruz. Sonra aynı işlemi üzerine de yapıyoruz.
Bu 2nci kat; hem daha sağlam yapışmasını sağlıyor hem de vernik gibi kumaşı parlatıyor. Kumaştan taşan tutkalı da nemli bir bezle siliyoruz, ben kolaya kaçıp ıslak mendil ile sildim, ve kurumaya bırakıyoruz. Havanın sıcaklığına bağlı olarak 2 saat gibi bir sürede kuruyor. Ve kurumanın sonucunda; gayet sağlıklı, dayanıklı, yalansa da zararlı herhangi bir madde içermeyen, çok az maliyetli, içinize sinen duvar süsleriniz oluyor. Büyük kızım birkaç kez tırnakla kenarlarından kaldırmayı denedi ve başaramadı, bu anlamda sağlamlığını garanti edebilirim. Şimdilik Ezgi’de ( 5 aylık ) beşiğinden dairelere bakıp gülmekle yetiniyor.
Bu şekilde yapılacak projeleri çoğaltmak mümkün; tüm duvarı kumaşla kaplayabileceğiniz gibi kumaştan harfler keserek duvara yazıda yazabilirsiniz. Son olarak; yapıştırdığınız kumaşın üzerini ıslak bezle silerseniz, duvardaki boyaya hiç zarar vermeden çıkabiliyor. Yani yapıştır, çıkar, değiştir, yapıştır…Keşke yapım aşamasında fotoğraflamak aklıma gelseydi, büyük bir heyecanla başladığım işi bitirebilme hırsıyla uğraşırken ancak bitiripte karşıdan baktığımda aklıma fotoğraf çekmek geldi.
Bu nedenle yapım aşamalarını başka desen bir kumaşla anlatmak zorunda kaldım. Odamızın bitmiş hali bu şekildedir.
Şimdiden herkese kolay gelsin, eğlenerek yapacağınız bir proje olsun…
Sevgiler, Sinem Zer