Nefes almak yaşamaktır, nefesiniz üzerinde geliştireceğiniz farkındalık; zihnin ön yargılarından kurtulup yaşamla, evrensel enerjiyle bütünleşmenizi, içinizde büyüyen ışığın, sevginin, yaşamın ve bebeğinizin güneşi olmanızı ve tüm evrene parlak ışığınızın yansımasını sağlayacaktır.
Kendinize ve bebeğinize vereceğiniz en değerli hediye iyi nefes almayı öğrenmektir. Nefes almak yaşamın ilk hareketidir.
Tüm dinlerde nefesle ilgili ritüeller mevcuttur. Nefes almanın sağlık, bilinç, iç huzur, genç kalmak üzerindeki önemi bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Hamilelik sürecinde yaşanan fiziksel, metabolik ve psikolojik değişimlere uyum sağlamak için, yapabileceğiniz en yararlı çalışmalar, nefes egzersizleridir. 32. haftaya kadar bebeğiniz ile birlikte büyüyen rahminiz tam diyaframın altına gelir. Diyaframın itilmesi, tıkanmışlığa neden olur ve nefes almanızı zorlaştırır. Beraberinde, midenizin de yukarıya itilmesi, mide sıvısının yemek borusuna doğru hareket etmesine ve bu haftalarda mide yanması ve bulantı şikayetlerinizin artmasına yol açar. Çevrenizdekiler, size her zaman “bebeğin saçları çıkıyor” yorumunda bulunurlar. Oysa ki, rahminizin içinde amniyotik kesede olan bebeğinizin saçlarının midenize kadar gelebilmesi olanaksızdır!
Nefes egzersizleri sayesinde, mide yanması şikayetleri azalır, hazım kolaylaşır ve karın içi organları uyarılır, bağırsağın peristaltik hareketleri hızlanır, kabızlık ve gaz şikâyetleri azalır. Aynı zamanda kan dolaşım sirkülasyonu düzene girer, akciğer kapasitesi genişler, bebeğinize giden oksijen miktarı artar. Hamilelerde sıklıkla görülen nefes alma zorlukları, güçlenen diyafram kasıyla önemli ölçüde azalacaktır.
Nefes çalışmalarına düzenli olarak devam ettiğinizde, doğal nefes ritimleri de iyi ve rutin hale gelir.
Nefes egzersizlerini denediğiniz ilk günler hafif baş dönmesi, sıcaklık hissi, kalp atışlarınızda hızlanma hissedersiniz, o zaman normal nefes ritmine dönün, bir süre sonra tekrar deneyin. Her gün düzenli çalıştığınızda bu şikâyetler azalıp, bitecektir.
Nefes çalışması yapmak için:
- Evinizde kendinize rahat bir ortam yaratın.
- Telefonları kapatın.
- Odayı havalandırın.
- Üstünüze sıkmayan, terletmeyen rahat bir giysi giyin.
- Bir bardak da içme suyu alın.
- Yere çok yumuşak olmayan bir minder veya battaniye serip üzerine oturun ya da yatın.
- Hafif ve rahatlatan bir müzik çalın.
Egzersiz yaparken gözlerinizi kapatıp, nefes alırken vücudunuza, duygularınıza, bebeğinize konsantre olun.
- ilk hafta; Karna doğru, yatarak nefes almak daha kolay olacağı için, sırt üstü uzanıp dizlerinizi kırarak nefes çalışmanızı bu şekilde uygulayın.
- İkinci haftadan itibaren, bağdaş kurun veya dizlerinizin üstüne (namaz pozisyonu) oturun. Eğer zorlanıyorsanız, rahat oturduğunuz pozisyonu bulun.
- Karın ve göğüs kapasitesini en geniş şekilde kullanabilmek için sırtınızın dik ve gevşek olmasına özen gösterin. Kalçanızın altına kuyruksokumunu destekleyecek kadar bir minder yerleştirin ve başınızdan bir ip sizi yukarı doğru çekiyormuş gibi düşünün, böylece bedeniniz hemen doğru duruşu bulacak, omuzlarınız ve sırtınız kasılmayacaktır.
- Bir elinizi karnınızın üzerine, diğerini göğsünüzün üzerine koyup, karın boşluğunuzu göğüs boşluğundan ayıran diyafram ile nefes alın. Dilinizi üst damağınıza, dişlerinizin arkasına dayayın ve burnunuzdan yavaşça karnınıza doğru nefes almaya başlayın. Eğer doğru uyguluyorsanız, adeta nefes karnınıza doluyormuş gibi elinizin karın duvarınızla itildiğini hissedeceksiniz. Fazla zorlamadan yapabildiğiniz kadar derin bir nefes alın. Nefesi verirken ağızdan, sanki bir balon şişiriyor gibi üfleyin. Üfleme sesini duyarak, elinizle karın duvarını hafifçe itip, havayı sonuna kadar boşaltın. Bundan sonra alacağınız derin nefes daha kolay olacaktır.
Başlangıçta nefes açlığı hissedebilirsiniz. Bu durumda doğal nefes ritminize geri dönün ve tekrar acele etmeden yukarıdaki hareketi tekrarlayın. Kısa bir süre sonra dikkatiniz nefeslerinize yoğunlaştıracaktır.
Nefes çalışmalarına başlamak, günlük hayata mola verip, duygularımıza ve sezgilerimize dikkat etmeyi, sürekli akan düşünceleri yavaşlatmayı ve zihnimizin kısa bir süre için de olsa, düşünce üretmeyen aralıklarını yakalamamızı sağlar. Bu esnada bebeğiniz hareket ediyor ise bu rahatsız olduğu için değil, tam aksi artan oksijeni ve enerjiyi hissettiği, mutlu ve sağlıklı olduğu içindir. Bu esnada onunla derin bir bağ kurabilirsiniz. Ama canınızı yakacak ölçüde vuruşlar yapıyorsa, derin nefes almayı bir süre bırakıp, elleriniz karnınızın üzerinde, bebeğinizi okşayabilir ve onunla konuşabilirsiniz. Nefes çalışmalarına devam ederseniz birkaç gün sonra, başlangıçta duyulan rahatsızlıklar azalır. Çalışma sürenizi uzatmaya başlayabilirsiniz. Bitirdiğinizde, gözleriniz kapalı olarak bir süre daha doğal nefes ritimlerinize dikkat etmeyi sürdürün; böylece nefes alışverişlerinizin daha geliştiğini ve yararlarını fark edeceksiniz.
Zihninizi nefeslerinize odaklamayı öğrenmiş olmak, doğumda kasılmalar sırasında hissedilen ağrıyı da azaltacaktır. Kasılmalar sırasında doğru nefes almak, bebeğin ve bedeninizin artan oksijen ve enerji ihtiyacını karşıladığı gibi, nefes seslerine odaklanmak, beyinde ağrı mesajını alan kapıyı da kapalı tutacaktır.
Doğumda kasılmalar sırasında bu kadar derin nefesler almak zor olabilir; ama hamilelik boyunca yaptığınız çalışmalar, akciğer kapasitenizi artırır ve güçlü bir diyafram kasınız olur. Kasılmalar sırasında yapabildiğiniz ölçüde derin nefes almayı deneyin. Buna rağmen derin nefes almakta zorluk çektiğiniz ve basınç hissettiğinizde ise korkuya kapılmayın. Oksijen ve enerjiyi artıran ağızdan alınıp verilen kısa göğüs nefeslerini kullanabilirsiniz. Sıklaşan kasılmalar sonucu, bu nefesleri arka arkaya kullandığınızda bazen kanda oksijen ve karbondioksit parsiyel basıncı değişiklik gösterir. Oksijen basıncı artar ve karbondioksit basıncı düşer ve bu durumda baş dönmesi, çene el ve ayaklarda uyuşma olabilir. Böyle hissettiğinizde, ağzınıza bir kese kağıdı dayayıp (mutlaka kağıttan yapılmış olmalıdır), kısa nefesleri bir kaç kasılma boyunca bu kağıt torbanın içine yapın. Eğer kese kağıdı bulamazsanız, açık avuçlarınızı birleştirip ağzınıza yaklaştırın ve avuçlarınıza doğru kısa nefes alıp verin. Böylece kanınızdaki oksijen ve karbondioksit basıncını dengeleyerek, hissettiğiniz rahatsızlıklardan kurtulabilirsiniz.
Doğum başladığında ve doğuma yakın günlerde hissedilen kasılmalar kısa sürdüğünden, bir derin nefes alıp verene kadar rahmin sertliği geçer. Doğum sırasında ise ıkınma refleksini kontrol etmek için, derin nefes almak yerine yukarıda açıklandığı şekilde ama daha güçlüce kısa ve kesik nefesler almalısınız.
Doğum öncesinde bu nefesler konusunda ustalaşıp, ihtiyaç duyduğunuz anda kolayca kullanabilmelisiniz. Ikınmanızı kontrol etmek üzere kısa nefesleri kullanacağınız zamanı doktorunuz ya da ebe size söyleyecektir.
Sevgiler, Ayşe Öner